Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Türkiye ‘adaleti’ni tartıştı… Bakan Tunç’tan Can Atalay açıklaması
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç Hürriyet’ten Oya Armutçu ve Ebru Karatosun’a konuştu. Bakan Tunç, gündemdeki iddiaları yanıtladı. Tunç, önemli bir de mesaj verdi: “Yanlışı olan herkesin üzerine gidilecek. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Suç varsa gereken yapılacak. Ama yargıyı kimse töhmet altında bırakmamalı.”
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un açıklamaları şu şekilde:
YARGIDAKİ RÜŞVET İDDİALARI: 3 MÜFETTİŞ İNCELİYOR
(İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcısı İsmail Uçar’ın adliyedeki rüşvet iddiasıyla ilgili soruşturma) Üç müfettiş Anadolu Adliyesi’nde çalışıyor. İhbar mektubunda ismi geçenlerle ve verdikleri kararlarla ilgili soruşturmaya başladılar. Müfettişler daha raporlarını bitirmedi. Bahsedilen iddiaların doğru olup olmadığını bu raporda göreceğiz. Soruşturmayı da HSK’nın ilgili dairesi yapacak. Bu iddiaların doğruluğu ortaya çıkarsa; HSK gerekli işlemleri yapar.
Yargıya yönelik rüşvet ve bunun gibi iddiaların gündeme gelmesinden herkes rahatsız olur. Özellikle yargının bu tür iddialara en uzak kurum olması gerekir. En küçük iddia araştırılmalı ve üstüne de gidilmeli. 24 bin hâkim-savcı ve baktıkları milyonlarca dosya var. Bu durum evlerine dosya götürüp, gece gündüz dürüstçe çalışan hâkim ve savcıyı töhmet altında bırakacak bir kampanyaya dönüştürülmemeli. Yargı bağımsızdır ve kararlarını tarafsız olarak verir. Rüşvet çarkı varsa suçtur. Her iddiayı HSK zaten inceliyor. Ceza verilenler var. Son günlerde ‘yargıda çürümüşlük var, MİT raporu var, durum felaket’ diye yargıyı yıpratmaya ve adalete güveni sarsmaya yönelik birtakım tutumlar var. Yargı çetelerin, uyuşturucu suçlularının ve yanlış yapanların üzerine kararlılıkla gidiyor. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Geciken adalet, adalet değildir.
POLAT ÇİFTİ SORUŞTURMASI: İDDİANAMEYİ GÖRELİM
(Kara para aklama iddiasıyla gündemde olan ve gözaltına alınan sosyal medya fenomeni Dilan Polat ile eşi Engin Polat’la ilgili soruşturma): MASAK’ın raporu var. Bu kişilere ve şirketlerine ait şüpheli işlemler tek tek tespit edildi. Adli kontrol ve gözaltı işlemleri yapıldı. Kendilerinin, yakınlarının ve şirketlerinin malvarlıklarına tedbir konuldu. Bu soruşturmayı bekleyelim ve hangi suçlarda muhatap olduklarını görelim. Soruşturma sonucunda iddianame ile hangi suçların işlendiği ortaya çıkacak.
CAN ATALAY DOSYASI: YORUM FARKI VAR
(AYM’nin Can Atalay kararı) Can Atalay, Gezi davası hükümlüsü ve istinaf süreci devam ederken milletvekili değildi. Yargıtay, 18 yıllık mahkûmiyetini onadı. 29 Eylül’de bu karar Meclis’e geldi. Ama Meclis bekledi ve Atalay’ın milletvekilliğini düşürmedi. Yargıtay 3. Ceza Dairesi, bu suç seçimden önce işlendiği ve dokunulmazlık kapsamına girmediği için yargılamayı durdurmadı. AYM ise Anayasa’nın 14. maddesinde hangi suçların bu kapsamda olduğuna ilişkin belirsizlik olduğu için ihlal kararı verdi. Meclis’in düzenleme yapması gerektiğini söyledi. AYM ile Yargıtay’ın yorumu farklı. Herkes Anayasa’ya bağlıdır. Anayasa’nın 154. maddesine göre adliye mahkemelerinden verilen kararların son inceleme merci Yargıtay’dır. Kararları bu anlamda kesindir. AYM bu kararıyla, yorum farkıyla Anayasa’yı değiştirmiş gibi oluyor. AYM’nin Anayasa’yı değiştirme yetkisi var mı? Bu yetki Meclis’indir. Mahkemeler arasındaki çatışma hukuk devletine zarar verir. Yüksek mahkemeler arasında astlık-üstlük ilişkisi gibi bir kavram da hukuk devletine zarar verir. Buna kimsenin hakkı yoktur.
GAZETECİ ŞARDAN’IN TUTUKLANMASI: SORUŞTURMAYI BEKLEMEK LAZIM
(Gazeteci Tolga Şardan’ın yazısı sonrası tutuklanması): Gazeteci Tolga Şardan, ‘Yargıda çürümüşlüğe ilişkin MİT raporu Cumhurbaşkanlığı’na teslim edildi’ diye bir yazı yazdı. Soruşturma açıldı, gözaltına alınıp tutuklamaya sevk edildi. Burada yargının verdiği kararlara bizim müdahale etmemiz mümkün değil. Burada bir MİT raporundan bahsediliyor. Ancak, İletişim Başkanlığı’nca ortada böyle bir rapor olmadığı açıklandı. Ortada böyle bir rapor olmadığına göre bu bir dezenformasyon ve yalan haber. TCK’nın 1 yıldan 3 yıla kadar hapsi öngören 217/a (Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçu) maddesine göre soruşturma yapılıyor. Hep beraber soruşturmanın neticesini bekleyeceğiz. Hiçbir gazetecinin tutuklanmasına gönlümüz razı olmaz. Herkes istediğini yazabilir. Ama bunun da bir sınırı var. Kişilerin şeref ve haysiyetine dönük, eleştiri sınırını aşan konularda soruşturma açma mecburiyeti var. Olmayan bir MİT raporuna var demek doğru mu? TCK’da halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçu var. Bir algı yaratılmak isteniyor. Aslı astarı olmayan haberleri yazanlar var. Her konuda ahkâm kesiyorlar. Ne olduğunu bilmeden, işin aslını sormadan haber yapıyorlar. Örneğin ‘Ceren Özdemir’i öldüren kişi açık cezaevine alındı’ diye yayın yapıyor. Açıp bir sor doğru mu? Ama dertleri haber değil algı oluşturmak. Burada iyi niyetten bahsedebilir miyiz? Bunlara müsaade edelim mi?”
ADALETE GÜVEN İÇİN ÇALIŞIYORUZ
‘“Yargıya güveni daha da artırmanın gayreti içindeyiz. Arabuluculuk müessesesi genişletilecek. 1 Eylül’den itibaren kira, kat mülkiyeti ve komşuluk hukuku konularında başlattık. Anlaşma oranı anlaşmamadan daha yüksek. 40 bin uyuşmazlıktan 6 bini anlaşma, 5 bini anlaşmama yönünde sonuçlandı, 12 bin kişi adliyeye gitmedi. Hâkim ve savcıların sayısı 24 bin. Avrupa ortalamasının çok az altında. Biraz daha hâkim ve savcıya ihtiyaç var. Bölge adliye mahkemelerinde hedef süre uygulamasına geçilmesi gerekiyor. Şu anda 15 bölgede olan bölge adliye mahkemesi sayısı 18’e çıkarılacak. Yeni suç tiplerinin çoğalması yargının iş yükünü artırıyor. Kira, bilişim suçları dolandırıcılığı gibi suçlar patladı. Bu suçlardaki yoğunlaşma nedeniyle yeni daire kurmak, hâkim-savcı sayısını artırmak gerekiyor.”
HUKUK MESLEKLERİNE GİRİŞ SINAVI GELİYOR
23-24 Aralık’ta ilk hâkim-savcı yardımcılığı sınavı yapılacak. Artık doğrudan hâkim-savcı olunamayacak. Üç yıl hâkim-savcı yardımcılığı yapılacak. 1 yıl Adalet Akademisi’nde geçecek. İki yıl hâkim ve savcıların yanında usta-çırak ilişkisi içinde çalışacaklar. Ancak kararlara imza atmayacaklar. Yeni dönemde hukuk fakültesi mezunları önce hukuk mesleklerine giriş sınavına girecekler. Bu sınavı veremeyen avukatlık stajına başlayamayacak. Sınavı veren hâkim-savcı yardımcılığı sınavına girmeye de hak kazanacak. 2023-2028 yıllarını kapsayan dördüncü yargı reformu strateji belgesinin hazırlığını da yapıyoruz.”
100. YIL AFFI YOK
Bakan Tunç, Cumhuriyet’in 100. yılı için cezaevlerindekilere özel af çıkarılacağı yönündeki iddiaları, “100. yıl affı diye bir şey yok” sözleriyle cevapladı.
patronlardunyasi.com