Welcome to Our Website

Kadir Mısıroğlu vefatının 5. yılında sempozyum ile anıldı

Mısıroğlu’nun kurucusu olduğu Osmanlılar İlim ve İrfan Vakfı’nda gerçekleştirilen sempozyum öncesinde tarihçinin kabri başında Kur’an-ı Kerim okundu, dualar edildi.

Vakıf Başkanı Yusuf Cevahir, sempozyumun açılışında yaptığı konuşmada, vakfın kuruluşuna, çalışmalarına ve vakıf binasının restorasyonuna ilişkin bilgi vererek, bu süreçlerde emeği geçenlere teşekkür etti.

Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Dr. Öğr. Üyesi Abdulrahman Acer, “Kadir Mısıroğlu Düşünce Dünyası ve Eserlerinde Tasavvuf’un İn’ikası” başlıklı sunumunda Mısıroğlu’nun tasavvufi yolculuğuna ve bu yolculuğun eserlerindeki tezahürüne değindi.

İstanbul Medeniyet Üniversitesi Öğretim Görevlisi Mehmet Önder, Kadir Mısıroğlu’nun hikaye romanları üzerinden kurmacayı kullanarak tarih anlattığını ifade etti.

İstanbul Ticaret Üniversitesi Dr. Öğr. Üyesi Cafer Talha Şeker de bir tarihçi bakış açısıyla Kadir Mısıroğlu’nun Musul tezini devlet arşivleri üzerinden değerlendirdi.

– “OSMANLI TARİHİ BİLİNMEDEN DÜNYA TARİHİ YAZILAMAZ”

Gazeteci ve yazar Yusuf Kaplan, “Kadir Mısıroğlu Tarihte Ne Yaptı?” başlıklı konuşmasında Mısıroğlu’nun belge arşivine ve belgeler üzerinden yaptığı tarihçiliğe değindi.

Kadir Mısıroğlu tarihçiliğinin araştırılması için vakfın bir enstitüye dönüşmesi gerektiğine işaret eden Kaplan, “Yaklaşık 70 ülkenin tarihi Osmanlı tarihi yazılamadan, yazılamaz. Halil İnalcık ‘Osmanlı tarihi bilinmeden dünya tarihi yazılamaz.’ dedi. Dünya tarihinin yazıldığı coğrafyayı biz bir şekilde şekillendirdik. Dolayısıyla uluslararası bir enstitü kurulmalı.” dedi.

Kadir Mısıroğlu’nun cesaretli olduğunu vurgulayan Kaplan, “Ben Kadir Mısıroğlu’nun önümüzdeki süreçte giderek daha fazla keşfedileceğini görüyorum. İnsanların zihinlerine pranga vurulmuş durumda, bu yüzden Kadir Mısıroğlu’nun bu kadar haykırmasını yadırgamamak lazım. Kadir Mısıroğlu’nun bu kadar güçlü ve gür bir sedayla konuşmasının sebebi tarihe hepimizden daha iyi vakıf olmasıdır. İmanının da güçlü olmasının sebebi aynı zamanda dışarıyı da iyi tanımış olmasıdır.” değerlendirmesini yaptı.

Fark etmenin ve farkındalığının önemine değinen Kaplan, “Biz tarihi, kendi tarihimizi, kendi tarihe bakma biçimlerini öğrenebilirsek, kavrayabilirsek ve ardından yazabilirsek. Tarihin nasıl yapılması gerektiğini öğrenir ve tarihi yapmaya başlarız. Çok net söylüyorum tarihi yazamazsanız tarihi yapamazsınız.” şeklinde konuştu.

– “BİR NESLE DAMGASINI VURDU”

Programın kapanışında konuşan Bilal Erdoğan ise Kadir Mısıroğlu’nun mücadeleci kimliğine dikkati çekerek, “Zaman zaman kendisine ‘Bu kadar uğraştığına değdi mi?’ diye sorduğumuzda verdiği cevaplarla da hakikaten emeklerinin zayi olmadığını anlıyoruz. Nicelerinin hala kitaplarını okuyup, videolarını seyredip takip etmelerinden biliyoruz. Bir nesle damgasını vurdu. Allah razı olsun, böyle mücadele insanları olmayınca bu fikirleri kitlelere, yeni nesillere aktarmak mümkün olmuyor.” ifadelerini kullandı.

Bir medeniyet kurarken kültür birikiminin önemli olduğunu ifade eden Erdoğan, adanmış insanların ve adanmış gönüllerin bulunmasının zor olduğunu, varlık kompleksini aşıp kendine tutkuyla bağlanacağı davalar arayan bireyler yetiştirilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.

KAYNAK: AA

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir